Ağı daha fazla kişi yahut aygıt kullandığında kablosuz ağınızın yavaşladığını muhtemelen fark etmişsinizdir. Aslında birebir şey büyük ölçekte de geçerli. Şayet bir bölgede çok fazla insan varsa baz istasyonları bu talebi optimum düzeyde karşılamakta zorlanabilir. Öte yandan temaslı aygıt sayısının önümüzdeki yıllarda radikal ölçüde artması bekleniyor ve trafik sıkışıklığı sorunu giderek daha büyük bir olay haline geliyor. Lakin Florida Üniversitesi’ndeki araştırmacıların bir tahlili var: 3D WiFi dizaynını kullanmak. WiFi donanımları için yeni yaklaşım
Çoğu kablosuz irtibat “düzlemsel” işlemcilere dayanır, yani aslında düzdürler. İki boyutlu oldukları için de muhakkak bir vakit aralığında sadece hudutlu bir frekans aralığını yönetim edebilirler. Araştırmacılar, bu sorunu çözmek için donanımın birebir anda birden fazla frekansı yönetim etmesini sağlayacak, ağdaki tıkanıklığı kıymetli ölçüde azaltacak ve böylelikle suratı artıracak bir 3D Wi-Fi çipi oluşturmayı öneriyorlar.
Araştırmacılar mevcut ağ sıkıntısını kent trafiğine benzetiyor. Tıpkı İstanbul trafiği üzere günümüzde frekanslar da trafikle boğuşuyor. Lakin kentlerde araçların ilerleyebileceği hem yerin altında hem de üstünde yollar olduğunu hayal edin, bu trafik problemini çözmek için ülkü bir yaklaşım. Birebir formda araştırmacılar da WiFi donanımında bunu yapmayı istiyorlar.
Nature Electronics mecmuasında yayınlanan araştırmayı yürüten Roozbeh Tabrizian, “Verimli bir biçimde taşıyabileceğimiz azamî bilgi ölçüsüne ulaşmaya başlıyoruz. İşlemcilerin düzlemsel yapısı bizi çok sonlu bir frekans aralığıyla sınırladığı için artık pratik değil.” sözlerini kullanıyor. Yayınlanana çalışmada tek bir çipte farklı frekanslar için üretilmiş birden fazla işlemcinin barındırılması öneriliyor. Bu, her şeyden evvel çiplerin kapladığı alanı azaltırken performansın da artmasını sağlıyor. Zati 3D dizaynlar uzunca bir müddettir hayatımızda ve avantajları da ortada. Araştırmacıların çalışması 2019 yılında başlamış olsa da şimdi dizaynın verimli bir biçimde çalışıp çalışmadığı test edilmedi. Münasebetiyle son eser için hala vakit var. Bununla birlikte yürütülen çalışmaya ABD Savunma Bakanlığı’nın yatırım yapan bir kurumu olan Savunma İleri Araştırma Projeleri Ajansı tarafından fon sağlandığını da belirtelim.
