Geçtiğimiz günlerde Rusya, neredeyse 47 yıllık bir ortadan sonra Ay’a geri döndü. Kısa müddet evvel fırlatılan Luna-25 uzay aracı 16 Ağustos tarihinde Ay’ın yörüngesine başarılı bir biçimde giriş yaptı. Rusya’nın son Ay misyonu olan Luna-24, 1976 yılında Ay’ın yörüngesine girmişti. Rusya’nın uzay aracı Ay’ın yörüngesinde
Roskosmos tarafından yapılan açıklamada tüm Luna-25 sistemleri olağan çalıştığı ve uzay aracıyla olan bağlantının istikrarlı olduğu belirtildi. 10 Ağustos tarihinde fırlatılan Luna-25, 21 Ağustos’ta Ay’ın güney kutbuna yumuşak bir iniş yapmadan evvel en az beş gün boyunca Ay’ın yörüngesinde dönmeye devam edecek.
Luna-25’in yörüngeye girmesi bilhassa de Rusya’nın bunu Sovyet periyodundan sonra bir birinci olarak başarması kıymetli. Çünkü Luna-25 yalnızca bir misyon değil, Rusya’nın 10 yıl sonrasına uzanan çok daha geniş bir stratejisinin modülü pozisyonunda. Bununla birlikte Ay’ın güney kutbundaki kuvvetli toprağa daha evvel hiçbir ülke iniş yapmadı. Rusya, 21 Ağustos tarihini hedeflerken halihazırda Hindistan‘ın Chandrayaan-3‘ü de seyahatini sürdürüyor ve 23 Ağustos’ta iniş yapmayı hedefliyor.
Luna-25, bir yıl boyunca çalışacak
Küçük bir otomobil boyutundaki bu iniş aracı, donmuş su ispatlarını keşfetmek için Ay’ın güney kutbunda en az bir yıl üzere epey uzun bir mühlet misyon yapacak. Rusya ile karşılaştırıldığında Hindistan‘ın iniş aracı ve gezgini 14 Dünya gününe denk gelen yaklaşık bir Ay günü boyunca misyon yapacak. Çabucak üstte bulunan görselin sol tarafındaki resim Luna-25 tarafından çekilen Dünya’yı gösteriyor. Sağ taraftaki ise Ay. Luna-25 bu mühlet zarfında Ay toprağı hakkında bilgi toplayacak, donmuş su arayacak ve sekiz sofistike bilim enstrümanından oluşan araçlarıyla Ay’ın son derece ince atmosferini inceleyecek. Ortalarında ABD ve Çin’in de bulunduğu çok sayıda uzay kuruluşu, milyarlarca yıldır tıpkı kalan bozulmamış görüntüsü nedeniyle Güney Kutbu’nu maksat bölge olarak belirledi. Ayrıyeten bölge, donmuş su rezervini koruyarak daima karanlığa maruz kalmakta
Güney Kutbu’nu incelemek, Dünya’nın kökeni ve birinci yılları hakkında daha fazla bilgi edinmemize ve gelecekteki uzay kolonileri için kıymetli kaynaklar ve mineraller çıkarmamıza yardımcı olabilir.
