Lockheed Martin‘in merakla beklenen insansız hipersonik uçağı SR-72 “Son of Blackbird“ün birinci uçuşunu 2025 yılında gerçekleştireceği tez ediliyor. Amerika Birleşik Devletleri Hava Kuvvetleri (USAF) için çok bilinmeyen bir proje olduğuna inanılan SR-72’nin saatte 6,437 kilometre suratın üzerine çıkarak şimdiye kadar geliştirilen en süratli uçak olacağı söyleniyor. ABD, insansız hipersonik SR-72 jetini geliştiriyor
SR-72, 1974 yılında sürat rekorları kıran ve 1998 yılında USAF tarafından en süratli beşerli uçak olarak emekli edilen SR-71 Blackbird’ün halefi olarak kabul ediliyor. Tıpkı selefi üzere SR-72’nin de temel amaçları muhtemelen istihbarat, gözetleme ve keşif (ISR) faaliyetleri olacak. SR-72’nin Lockheed Martin’in yeni HSSW (High-Speed Strike Weapon) silahını destekleyerek vuruş kabiliyetini arttıracağına da inanılıyor.
Uçağın muharebe yetenekleri, beşerli uçakların çok yavaş ve riskli olacağı tehlikeli ortamlardaki amaçları vurmak için ülkü olduğunu gösteriyor. Raporlara nazaran, yeni silah sistemi hipersonik silahları başka tüm silahlardan daha süratli ateşleyebiliyor ve anında hipersonik suratlara ulaşabiliyor. Üstelik bu suratları daha uzun mühletler boyunca koruyabiliyor. SR-72’nin 30 metre uzunluğuyla selefi SR-71’e benzediği bildiriliyor. Uçağın, 2030 yılına kadar hizmete girmesi planlanıyor. İnsan pilot olmadan çalışacak halde tasarlandığı bildirilen bu uçak, ordunun uçak kullanma biçiminde ihtilal yaratma potansiyeline sahip. Saatte 6,000 kilometrenin üzerindeki yüksek sürat, gayelerine çok süratli bir formda ulaşmalarını sağladığı için ABD ordusu için kıymetli bir araç olacağı söyleniyor. Bu suratı bir tabana oturmak gerekirse; bu yüksek sürat ile ABD’den Avrupa’ya gitmek yalnızca bir buçuk saat sürecek.
Yeni motor gerekiyor
SR-72’nin ulaşacağı suratlara çıkmak için yeni bir itici güç ünitesi gerekiyor. Uçağın çağdaş hava savunmalarından kaçabilmek için SR-72 uçağının hipersonik suratlara ulaşabilmesi gerekiyor ve şimdiye kadar bu suratlara yalnızca roketle çalışan uçaklar ve uzay araçları ya da tek kullanımlık teknoloji gösterimleri ile ulaşılabildi. Geleneksel turbojet ve turbofan motorları ses altı süratlerde kalkış ve iniş sırasında bir uçağa kâfi gücü sağlayabilse de bunlar hipersonik suratları sürdüremezler. Öte yandan bir uçağa hipersonik süratlerde güç sağlayabilen jet motorları olsa da, bunlar kalkış ve iniş sırasında kullanılamaz. Hasebiyle SR-72’nin her ikisini de yapabilen bir motora muhtaçlığı var.
SR-72’de bunun için yine kullanılabilir turbine-based combined cycle (TBCC) tahrik sisteminin kullanılması planlanıyor. Bu tahrik sistemini, birçok çağdaş taktik uçakta kullanılan turbojet motorlarını Mach 5’in üzerinde ve hatta potansiyel olarak Mach 10’u aşan suratlara ulaşabilen ve sürdürebilen süpersonik yanmalı ramjet (scramjet olarak da bilinir) ile birleştiren bir tıp hava soluyan jet motoru olarak tanımlanabilir. Yani kısaca: Turbofan motor ile ramjet motorlar birleştirilecek.
Eğer hatırlarsanız geçtiğimiz yıl bu hususta Havacılık tarihinde ihtilal: Dünyanın en süratli uçağı geliyor başlıklı bir haber yapmıştık. Burada ABD Hava Kuvvetleri finansmanını alan Hermeus’un Quarterhorse isminde hipersonik İHA geliştirdiğini aktarmıştık. Bu hava aracı içinde turbojet ve ramjet tahrik sistemlerinin birleştirileceği belirtiliyordu.
