Geçtiğimiz yıl başarıyla tamamlanan DART görevinden NASA tarafından yeni fotoğraflar yayınlandı. Bu görev, gelecekte Dünya’yı tehdit edebilecek asteroidlerin yörüngelerinin değiştirilebileceğini göstermek amacıyla gerçekleştirildi. Bilim insanları, çarpışmanın neden olduğu malzemelerin, gök cisimleri hakkında bilinmeyenleri öğrenmek için büyük bir fırsat sunduğunu belirttiler.
Dimorphos asteroidinin yörüngesini ve hızını değiştirerek Dünya’ya yönelik bir tehdidi bertaraf edebilecek teknolojilerin mümkün olduğunu gösteren Çift Asteroit Yeniden Yönlendirme Testi (DART) görevi başarılı bir şekilde tamamlandı. Bu görev, olası bir asteroit çarpışması durumunda insanlığın nasıl hareket edebileceğini göstermek için gerçekleştirildi ve Dimorphos asteroidi, bu teknolojinin gelecekte Dünya için potansiyel bir koruma yöntemi olarak kullanılabileceğini kanıtlamak için seçildi.
NASA’nın Çift Asteroit Yeniden Yönlendirme Testi (DART) göreviyle ilgili yeni gelişmeler var. Son olarak, Astronomy and Astrophysics dergisinde yayınlanan bir çalışmada, Şili’deki Çok Büyük Teleskop (VLT) tarafından çekilen yeni fotoğraflar paylaşıldı. Bu fotoğraflar, çarpmanın potansiyel yıkıcı sonuçlarını ayrıntılı bir şekilde gösteriyor ve DART görevinin başarıları hakkında daha fazla bilgi sağlıyor. Bu gelişmeler, gelecekte Dünya’yı tehdit edebilecek asteroidlerle başa çıkmak için geliştirilebilecek yeni teknolojiler hakkında da önemli ipuçları sunuyor.
Yeni yayınlanan fotoğraflar, DART görevi sırasında gerçekleşen çarpışmanın ardından oluşan enkaz bulutunun doğasını ayrıntılı bir şekilde gösteriyor. Bu fotoğraflar, Dimorphos asteroidine çarparak fırlayan kaya ve tozlar gibi materyalleri içeriyor. Gökbilimciler ve gezegen savunma araştırmacıları, bu materyalleri inceleyerek asteroitlerin doğası ve gök cisimlerinin oluşumu hakkında daha fazla bilgi edinmeyi umuyorlar. DART görevi, gelecekte Dünya’yı tehdit edebilecek asteroidleri bertaraf etmek için kullanılabilecek teknolojiler hakkında da önemli ipuçları sağladı.
Cyrielle Opitom, Edinburgh Üniversitesi’nde gökbilimci ve bu alandaki bir çalışmanın başyazarı olarak, DART göreviyle ilgili görüşlerini paylaştı. Opitom, asteroitler arasındaki çarpışmaların doğal olarak gerçekleşebileceğini ancak önceden öngörülemeyeceğini belirtti. DART görevinin, neredeyse bir laboratuvar ortamında kontrollü bir çarpışma incelemesi için harika bir fırsat sunduğunu ifade etti. Bu çarpışmanın incelenmesi, asteroitler ve diğer gökcisimleri hakkında daha fazla bilgi edinmek ve gelecekte Dünya’yı tehdit edebilecek potansiyel asteroidlerle başa çıkmak için yeni teknolojiler geliştirmek için önemli bir adım olarak kabul ediliyor.
Cyrielle Opitom ve meslektaşları, Çok Birimli Spektroskopik Keşif (MUSE) aletiyle Çok Büyük Teleskop’ta yaptıkları gözlemler sonucunda DART görevinin yarattığı enkaz bulutunun çarpışmadan önceki haline göre daha mavi olduğunu keşfettiler. Bu durum, enkaz bulutunun çok ince parçacıklardan oluştuğunu gösteriyor. Opitom, bu keşfin, asteroitlerin ve diğer gökcisimlerinin doğası hakkında daha fazla bilgi edinmek ve gelecekte olası bir çarpışma durumunda insanların nasıl tepki verebileceğini anlamak için önemli bir adım olduğunu söyledi. Bu bulgular, gökcisimleri ile ilgili bilinmeyenleri aydınlatmak ve gelecekte Dünya’yı tehdit edebilecek potansiyel asteroidlerle başa çıkmak için yeni teknolojiler geliştirmek açısından da önem taşıyor.
OKSİJEN VE SU BULUNMADI
Araştırmacıların bulmayı umdukları şeylerden biri de çarpışmadan kaynaklanan buz formundaki oksijen ve su kanıtlarıydı. Ancak, veri analizi bu tür maddelerin enkazda hiç yer almadığını ortaya çıkardı. Opitom, “Asteroitlerin önemli miktarda buz içermesi beklenmez, bu nedenle herhangi bir su izi tespit etmek gerçek bir sürpriz olurdu”. dedi.
İLK GEZEGEN SAVUNMA DENEYİ
NASA, büyük asteroitlerin Dünya’ya çarpmasını engellemenin mümkün olup olmadığını tespit etmek üzere Kasım 2021’de DART misyonunu başlatmıştı.
DART görevi kapsamında fırlatılan uzay aracı, 27 Eylül’de Türkiye saati ile 02.15’te, Dünya’dan 11 milyon kilometre uzaklıktaki Dimorphos adlı asteroide çarptı. Bu, Dünya’ya yakın nesnelere karşı bir gezegen savunma yöntemini test etmek amacıyla gerçekleştirilen ilk deney olarak kaydedildi.
