Kore ve Amerika Birleşik Devletleri’nden mühendisler, insan-makine etkileşimi ile sağlık hizmetlerine ait teknolojileri ilerletme potansiyeline sahip olması planlanan giyilebilir bir yama geliştirdi. Bir yara bandı üzere, gerilebilir mikroiğneli yapışkan yama (SNAP) cildinize yapışıyor ve kaslardan gelen sinyalleri algılıyor. Testlerde beşerler bunu robotik dış iskeletleri daha düzgün kontrol etmek için kullandılar. Gelişmiş mikroiğneler
Mevcut mikroiğne elektrotları, dengeli cilt arayüzü için gerekli esneklik ve güvenilirlikten mahrum olup, beden hareketi sırasında uzun müddetli, yüksek kaliteli elektrofizyolojik (EP) algılamayı zorlaştırmakta. Araştırmacılar bu meseleleri ortadan kaldırmak için esnek yapıdaki SNAP’i geliştirdiler. SNAP sayesinde cilt hazırlı olmadan farklı cilt şartlarında uzun periyodik ve emniyetli uygulamalar yapılabiliyor.
SNAP, her biri bir inçin yüzde birinden daha kısa, altın kaplamalı silikondan oluşan yaklaşık 144 küçük iğneden oluşuyor. İğneler rahatsızlık yaratabilse de, bu mikroiğneler yalnızca cildin yüzeyine nüfuz ederek ağrı reseptörlerini atlayarak uzun vadeli kullanım sırasında rahatlık sağlıyor. Bu tip yamalar bir hafta boyunca takılsa bile ciltte bir tahriş oluşturmuyor. Bilindiği üzere insan bedeninde daima bir elektriksel aktivite bulunuyor. Klâsik jel elektrotlar bu elektromiyografi (EMG) sinyallerini izleyebilse de hareket esnasında kayma yahut kuruma üzere zorluklar nedeniyle muteber olmayan datalar sağlayabiliyor.
Araştırma takımı çalışmalarında bedensel entegrasyonu taklit eden bir EMG sensörü geliştirmeyi amaçladı. Esnek bir polimer tabandan inşa edilen SNAP aygıtları, ultra ince metalden yapılmış esneyebilir serpantin teller ve dahili piller barındırıyor. Araştırmacılara nazaran, dikkat cazip derecede esnek olan bu yamalar, koşu bandında spor ve çömelme üzere şiddetli aktiviteler sırasında bile EMG datalarını gerçek bir formda yakalamayı başarıyor. Sonuçlar epey etkileyici
Araştırmacılar, KAIST’deki laboratuvarlarında SNAP aygıtlarının potansiyel uygulamalarını keşfetmek için deneyler gerçekleştirdiler. Deneklere, bel takviyesi sağlayan robotik taşıma ekipmanlarının yardımıyla ağır yük kaldırma görevi verildi. Kimi iştirakçiler kalça kaslarının üzerine SNAP bantları taktı. Bu bantlar kaldırma sırasında kas bükülmesini algıladığında, robotik sırt çantalarına yardımcı olmaları için kablosuz olarak sinyal göndererek kas gücü kullanımını ortalama yüzde 18 oranında azalttı. Araştırmacılar, gerçek dünyada uygulanmadan evvel yamaların çeşitli dış iskelet makineleriyle entegre edilmesi için devam eden araştırmalara muhtaçlık olduğunu vurguladılar. Bununla birlikte, bu ilerlemeler, bu tıp teknolojinin günlük misyonları değerli ölçüde iyileştirebileceği bir geleceğe işaret ediyor. Çalışma takımı, SNAP’ların sürekli sıhhat izleme, nörolojik araştırma ve giyilebilir insan-makine arayüzü (HMI) üzere emniyetli EP algılama gerektiren uygulamalar üzerinde geniş bir tesir yaratacağını söylüyor.
