NASA’nın Satürn’ün uydusu Titan’ı keşif misyonunda yeni bir basamak geçildi. Şayet herşey planlandığı üzere giderse otomobil büyüklüğündeki nükleer drone 2028‘de hazır olacak. Hopkins Uygulamalı Fizik Laboratuvarı (APL), NASA’nın onayını alarak Dragonfly drone’nun tasarım ve geliştirme etabında son evreye geçecek.
Neden Titan’a gidiliyor?
Jüpiter’in Europa’sı ve Satürn’ün Enceladus’u da dahil olmak üzere güneş sistemimizdeki birtakım buzlu uyduların kalın buzlu kabuklarının altında yer altı okyanuslarını barındırdığına inanılıyor. Titan, güneş sistemimizdeki en büyük ikinci uydu ve güneş sisteminde kalın atmosfere sahip tek uydu olarak ön plana çıkıyor. Tıpkı vakitte dünya dışında sıvı ırmak ve göllere sahip tek gök cismi olma özelliğini de taşıyor. Titan’ın atmosferi de tıpkı dünya üzere azottan oluşuyor ve az ölçüde da metan bulunuyor. Ayrıyeten dünyadakine emsal biçimde yağmur yağıyor. Ve bu büyüleyici uydunun yüzeyinde organik moleküllerin de olabileceği düşünülüyor. Münasebetiyle keşfetmeye kıymet bir yer.
Dragonfly, Titan’a ulaştığında birçok alete sahip olacak. Kameralar, sensörler ve örnekleyici sondalar ile organik bileşikleri arayarak Titan’da ömür olup olmadığını araştıracak. Tıpkı vakitte prebiyotik kimyasal yapının ne durumda olduğunu da inceleyecek.
Zorlu testlere tabi tutuluyor
Tabiki bu uzay vazifesi çok büyük mühendislik zorlukları içeriyor. Herşeyin kusursuz çalıştığından emin olmak için drone birçok teste tabi tutuluyor. Örneğin Kaliforniya çöllerinin Titan’ın yüzeyine misal kumlu toprağında drone’un yönlendirme, navigasyon ve denetim sistemleri test ediliyor. Rüzgar tünelinde de uçuş sistem testleri gerçekleştiriliyor. Birebir vakitte özel inşa edilen Titan’ın atmosferik şartlarını taklit eden odada Dragonfly, sıcaklık ve basınç testlerine de tabi tutuluyor.
Başlangıçta, Titan misyonunun 2027 yılında yapılması planlanıyordu lakin bütçe külfetleri sebebiyle 2028’e sarktı. Herşey yolunda giderse Dragonfly, Titan’dan edindiği bilgilerle bize yeni ufuklar açabilir.
