Sivil havacılık kesimi için Bursa’da eğitim ve genel niyet uçağı geliştiren UÇAKSAN, Türkiye’deki projelerini sonlandırma kararı aldı. UÇAKSAN Kurucusu Emre Balcı bahisle ilgili açıklama yaptı. UÇAKSAN, yerli ve ulusal imkanlarla geliştirilen Troy T200 ve Troy T400 eğitim uçaklarının seri üretimi için mali kaynağa gereksinim duydu. Yatırımcı bulunamaması nedeniyle UÇAKSAN projelerine yabancı bir ortak ile yabancı bir ülkede devam etme kararı aldı. Türkiye’de kurulan ve yerli imkanlarla projeler geliştiren şirket faaliyetlerine yurt dışında devam edecek.
UÇAKSAN tarafından geliştirilen ve VLA sınıfında yer alan eğitim uçağı Troy T200, 2023’ün Mayıs ayında birinci sefer piste çıkmıştı. 750 kilogram yüke sahip uçak, titanyum alaşımlı iniş gruplarıyla 10 tona kadar vurma-kalkma basıncına dayanabiliyor. Saatte 200 kilometre sürate çıkabiliyor. Troy T200 birinci etapta sivil ve askeri alanda iki kişilik eğitim uçağı olarak kullanılacak. Sonrasında 4 kişilik versiyonu olan Troy T400 geliştirilecek ve genel emelli olarak herkes kullanılabilecek. İlerleyen etaplarda 80 santim daha uzun gövdeye sahip 6 kişilik versiyonu geliştirilecek.
Troy T200’ün 2024’te seri üretime geçmesi bekleniyordu lakin yaşanan gelişmeler nedeniyle uçakta birtakım revizyonlar gerekebilir ve bu da seri üretim tarihinde değişikliğe neden olabilir.
UÇAKSAN’dan yapılan açıklamada şu tabirlere yer verildi
“Bundan 5 yıl evvel yola çıktığımız Türkiye’nin eğitim uçağı projemiz bundan 1 sene evvel muvaffakiyetle sonuçlandı. Büsbütün yerli ve ulusal imkanlarla tasarlanıp üretilen uçağımız sınıfının en güzel özelliklerine sahip oldu. Maksadımız Türkiye’nin sivil havacılık alanında da kendi uçaklarına sahip olmasıydı. Bu stratejik bir vizyon projesiydi. Bunu devlet kanalı ile değil özel kesim eliyle yapıyorduk. Birden fazla ülke hala bu düzeyde bir teknolojiye sahip değilken biz bunu muvaffakiyet ile gerçekleştirmiştik. Tüm özellikleri ile sınıfının üzerinde olması, yeni gereç teknolojileri ile yapılması, onu yeni jenerasyon küçük uçak pazarının kıymetli bir oyuncusu yapacaktı. Bunun yanında sertifikasyon ve belgelendirme dokümanlarını da memleketler arası standartlara nazaran hazırlandı.
Bununla ilgili çok tenkit aldık.Sektör içi, dal dışı, kamu, bürokratla… Bu işin olmayacağı konusunda çok ısrarlıydılar. Görüştüğümüz bürokrat ve politikler de projeye dayanak konusunda bir şey yapamayacaklarını ilettiler. Bunun yanında devlet kurumlarının da yerli üreticileri desteklemek yerine yabancılar üzerinden devam etmeye çalışması bizim için üzücü bir durumdu. Tıpkı formda vakıf şirketlerinin de alanı olmamasına karşın bizimle rekabet etmeye çalışması baş karıştırıcı bir durumdu. Muhtemelen bizim maliyetimizden çok daha yüksek sayılara çıksa da onlar için kıymetli bir bahis değildi. Gün sonunda eserimizi hazır hale getirip sipariş alsak da seri üretime hazır hale getirmek için mali kaynaklara gereksinimimiz vardı. Ülkemizin içinde bulunduğu durum ve sermaye sahiplerinin ticari olarak gayrimenkul vb. alanlarda yatırımlara devam etmesi bizim için badire teşkil ediyordu.
Bu yüzden yerli ve ulusal olarak geliştirdiğimiz projenin geleceği için havacılık projelerimizi Türkiye’de durdurma kararı verdik. Biz hala bu projenin çok stratejik ve değerli olduğunu düşünüyoruz. Yaşadığımız süreç bizi çok yıprattı. Üzülerek projemize yabancı bir ortak ve yabancı bir ülkede devam etme kararı aldık. Bu hususta yabancı ortak arayışlarına başladık. Biliyoruz ki bizden sonraki jenerasyon bizden daha hırslı ve daha üretken olarak ülkemiz için çok daha âlâ hava araçları tasarlayıp üreteceklerdir. Sağlıcakla kalın.”
